No | Anlamı | Arapça |
---|---|---|
No | Anlamı | Arapça |
799 | Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim. |
أَسْتَغْفِرُ اللهَ العَظِيمَ اَلَّذِي لآ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، الحَيُّ القَيُّومُ، وَأَتُوبُ إِلَيْهِ |
312 | Ey merhamet edenlerin en merhametlisi |
يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ |
313 | Ey şefaat edenlerin en iyi şefaat edicisi |
يَا أَشْفَعَ الشَّافِعِينَ |
311 | Ey ikram edenlerin en kerîmi |
يَا أَكْرَمَ الْأَكْرَمِينَ |
303 | Ey kalplere ünsiyet veren kalplerin dostu Rabbim |
يَا أَنِيسَ الْقُلُوبِ |
284 | Ey günahları çok affeden, Merhametliler Merhametlisi |
يَا الرَّحِيمُ الْغَفُورُ |
329 | Ey kullarının tevbelerini kabul eden Tevvâb |
يَا تَوَّابُ |
317 | Ey çok tevbe edenlerin sevgilisi |
يَا حَبِيبَ التَّوَّابِينَ |
302 | Ey kalplerin sevgilisi |
يَا حَبِيبَ الْقُلُوبِ |
309 | Ey dilediği kimseleri günahlarından dolayı cezalandırmaktan güzelce vazgeçen |
يَا حَسَنَ التَّجَاوُزِ |
282 | Ey günahkâr kullarının isyanlarına rağmen, cezalandırmakta aceleci olmayan, çok sabırlı olan ve günahları çok affeden |
يَا حَلِيمًا غَفُورًا |
290 | Ey mağfiret edenlerin en hayırlısı |
يَا خَيْرَ الْغَافِرِينَ |
337 | Ey cevap verenlerin ve davetine icâbet edilenlerin en hayırlısı |
يَا خَيْرَ مُجِيبٍ وَمُجَابٍ |
292 | Ey her türlü korku ve tehlikeye karşı varlıklara güven, huzur ve rahatlık ihsan eden Emân |
يَا ذَا الْأَمَانِ |
293 | Ey af ve rıza isteyenleri affedip râzı olan |
يَا ذَا الْعَفْوِ وَالرِّضَاءِ |
305 | Ey günahkâr kullarını af ve mağfiret eden |
يَا ذَا الْعَفْوِ وَالْغُفْرَانِ |
322 | Ey çok şefkat sahibi Raûf |
يَا رَؤُوفُ |
318 | Ey günahkârların ümit kapısı |
يَا رَجَاءَ الْمُذْنِبِينَ |
316 | Ey kullarının ayıp ve kusurlarını örten, utanılacak hallerini gizleyen Sâtir |
يَا سَاتِرُ |
294 | Ey bütün ayıpları örten |
يَا سَاتِرَ كُلِّ مَعْيُوبٍ |
325 | Ey duâları işitip icabet eden |
يَا سَامِعَ الدُّعَاءِ |
327 | Ey kullarının ayıp, çirkin, hata, kusur ve günahlarını çokça örten Settâr |
يَا سَتَّارُ |
297 | Ey ayıpları örten |
يَا سَتَّارَ الْعُيُوبِ |
301 | Ey gönüllerin tabîbi |
يَا طَبِيبَ الْقُلُوبِ |
285 | Ey şan ve şerefinde eşi, benzeri olmayan yegâne gâlip ve günahları çok affeden |
يَا عَزِيزٌ غَفُورٌ |
323 | Ey nihayetsiz merhamet sahibi Atûf |
يَا عَطُوفُ |
308 | Ey affı büyük olan |
يَا عَظِيمَ الْعَفْوِ |
319 | Ey kullarını çok çok affeden Afüvv |
يَا عَفُوُّ |
283 | Ey günahları silip süpüren, seyyiâtı hasenâta çeviren ve günahları çok affeden |
يَا عَفُوٌّ غَفُورٌ |
315 | Ey kullarının günahlarını bağışlayan Gâfir |
يَا غَافِرُ |
324 | Ey hatâları bağışlayan |
يَا غَافِرَ الْخَطَاءِ |
289 | Ey hataları affeden |
يَا غَافِرَ الْخَطَايَا |
306 | Ey günahları bağışlayan |
يَا غَافِرَ الذَّنْبِ |
304 | Ey günahkârları affeden |
يَا غَافِرَ الْمُذْنِبِينَ |
314 | Ey kendisinden mağfiret isteyenleri bağışlayan Rabbim |
يَا غَافِرَ مَنِ اسْتَغْفَرَهُ |
326 | Ey günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan Gaffâr |
يَا غَفَّارُ |
296 | Ey defalarca işlenen günahları tekrar tekrar bağışlayan |
يَا غَفَّارَ الذُّنُوبِ |
288 | Ey hata ve kusurları bağışlayan |
يَا غَفِرَ الْخَطِيئَاتِ |
291 | Ey kullarının günahlarını affetmekle örten Gufrân |
يَا غُفْرَانُ |
320 | Ey kullarının günahlarını bağışlayan Gafûr |
يَا غَفُورُ |
287 | Ey günahları çok affeden ve bazı kullarını muhabbete mazhar kılıp seven ve onlar tarafından sevilen |
يَا غَفُورُ الْوَدُودُ |
281 | Ey günahları çok affeden, günahkâr kullarının isyanlarına rağmen, cezalandırmakta aceleci olmayan, çok sabırlı olan |
يَا غَفُورٌ حَلِيمٌ |
280 | Ey günahları çok affeden, merhamet ve ihsanı bol olan |
يَا غَفُورٌ رَحِيمٌ |
286 | Ey günahları çok affeden ve şükredeni mukabelesiz bırakmayan ve iyiliklere mutlaka karşılık veren, ihsan sahibi |
يَا غَفُورٌ شَكُورٌ |
339 | Ey günahları bağışlayan ve tevbeleri kabul eden Rabbim |
يَا غَفُورُ يَا تَوَّابُ |
307 | Ey tevbeleri kabul eden |
يَا قَابِلَ التَّوْبِ |
299 | Ey kalpleri süsleyen |
يَا مُ زَيِّنَ الْقُلُوبِ |
300 | Ey kalpleri nurlandıran |
يَا مُ نَوِّرَ الْقُلُوبِ |
340 | Ey istediğini istediği gibi değiştiren Mübeddil! Ey seyyiâtı hasenâta tebdîl eden ve varlık âleminde yaptığı değişikliklerle sayısız esmasının cilvelerini gösteren Mübeddil! |
يَا مُبَدِّلُ |
929 | Ey maddî ve manevî esâret içinde bulunanları hürriyetine kavuşturan Rabbimiz |
يَا مُطْلِقَ الْاُسَارَى |
341 | Ey her şeyi maddî-manevî kirlerden temizleyen Mutahhir |
يَا مُطَهِّرُ |
338 | Ey bütün kapıları açan |
يَا مُفَتِّحَ الْأَبْوَابِ |
335 | Ey tevbe edip Kendisine dönenlerin tek arzusu Maksud Rabbim |
يَا مَقْصُودَ مَنْ أَنابَ إِلَيْهِ |
298 | Ey kalpleri hâlden hâle çeviren |
يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ |
295 | Ey sıkıntılı ve zor durumlara düştüğümde sığınağım |
يَا مَلْجَئِي عِنْدَ اضْطِرَارِي |
930 | Ey kendisinden, affından başka bir şey istenmeyen |
يَا مَنْ لَا يُسْئَلُ اِلاَّ عَفْوُهُ |
336 | Ey günahları sadece kendisi bağışlayan |
يَا مَنْ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا هُوَ |
927 | Ey günahkârların Kendisine sığındığı |
يَا مَنْ هُوَ اِلَيْهِ يَفْزَعُ الْمُذْنِبُونَ |
928 | Ey tevbe edenlerin Kendisine yöneldiği |
يَا مَنْ هُوَ اِلَيْهِ يَقْصِدُ الْمُنِبُونَ |
332 | Ey affı, günahkârlar için sığınak olan |
يَا مَنْ هُوَ عَفْوُهُ مَلْجَأٌ لِلْمُذْنِبِينَ |
334 | Ey dilediğinin tevbesini kabul eden |
يَا مَنْ يَتُوبُ عَلَى مَنْ يَشَاءُ |
331 | Ey tevbe edenleri seven |
يَا مَنْ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ |
253 | Ey maddî-manevî temizlenenleri seven |
يَا مَنْ يُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ |
354 | Ey günahlarından pişman olanların pişmanlıklarını görüp bilen |
يَا مَنْ يَرَى نَدَمَ النَّادِمِينَ |
333 | Ey dilediğini bağışlayan |
يَا مَنْ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ |
330 | Ey kullarının tevbesini kabul eden |
يَا مَنْ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ |
191 | Ey tevbekârların özrünü kabul eden |
يَا مَنْ يَقْبَلُ عُذْرَ التَّاْئِبِينَ |
342 | Ey nûruyla her şeyi aydınlatan Münevvir |
يَا مُنَوِّرُ |
310 | Ey mağfireti geniş olan |
يَا وَاسِعَ الْمَغْفِرَةِ |
321 | Ey çok sevilen ve Kendisine yöneleni ve tevbe edeni seven Vedûd |
يَا وَدُودُ |
328 | Ey kullarına hak sahibi olmaksızın çok çok ve tekrar sûretiyle lütuf ve ihsanda bulunan Vehhâb |
يَا وَهَّابُ |